22 Eylül 2016 Perşembe

KEDİ IRKLARI - SCOTTISH FOLD

Merhaba, bu yazımızla birlikte kedi ırkları dizimize giriş yapıyoruz. Yazımıza hiçbir kedi ırkının bir diğerine göre daha üstün olmadığını belirterek başlayalım. Unutmayalım ki kedi kedidir :) ve bir kediyi herhangi bir türe, ırka ya da genetiğe sahip olması değerli ya da değersiz kılmaz. Bu noktanın altını çizdikten sonra bu günkü konumuz olan Scottish Fold cinsi kedilerin özelliklerine kısaca değinelim: 

Adult Scottish Fold.jpg

Scottish Fold kediler ilk olarak İskoçya'da ortaya 1961 yılında William Ross adında bir çiftçi tarafından fark edilmiştir. Yani söz konusu kedi ırkı oldukça yakın bir tarihte farklı bir cins olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Bu ırk kedilerin en ayırıcı özelliği kulak kıkırdağındaki mutasyon nedeniyle kulaklarının öne doğru aşağı yönde kıvrılmış olmasıdır. Böylece bir baykuşu ya da ayıcığı andırırlar. Bu kediler doğduklarında kulakları düz ve diktir. İki haftadan itibaren kulaklar eğilmeye başlar. Ancak tüm Scottish Fold ırkından gelen kediler kıvrık kulaklı olacak diye bir şey yoktur. 

Bu tür kediler atletik bir yapıya sahip değildir. "Toparlak" bir görüntüleri vardır. Kalın, şişman patileri, kısa bacakları ve diğer kedilere oranla daha yuvarlak vücut yapılarıyla ün yapmışlardır. "İpek gibi yoğun tüyler" ve yine baskın genleri nedeniyle edindikleri elastik yapı onları özgün bir ırk yapmaya yeter. Elastik yapıdan şunu anlamalıyız: Scottish Fold cinsi kediler farklı pozisyonlarda oturur ya da uyuyabilir. Örneğin, genelde sırt üstü uyumayı severler; çünkü omurları buna elverişlidir. Kediniz sırt üstü yatarken, göbeğini kaşıyabilirsiniz. "İnsan gibi" oturmak da sevdikleri bir oturma pozisyonudur. Scottish Fold kedinizi koltuğunuza sırtını yaslamış ve bağdaş kurmuş bir şekilde bulabilirsiniz :)

Gözlerden de bahsetmemiz gerekir. İri ve yuvarlak gözler bu tür kedilere ayrı bir tatlılık katar. Yukarı doğru hafif kıvrılmış küçük burunları da "toparlak" görüntüleriyle uyum içindedir. 

Mükemmel görünüşleri yanında mükemmel bir karaktere de sahip olan bu kediler, genelde sakin, uyumlu ve sevecendir. Çok talepkar kediler değillerdir, Temiz bir ortam (genelde temizliklerine oldukça düşkündürler), iyi beslenme ve sevginiz onun mutlu bir kedi olarak hayatını sürdürmesini sağlayacaktır. Bu cins kediler aynı zamanda farklı ortamlara da kolayca uyum sağlar. Örneğin bir otel odasına kolaylıkla uyum sağlayabilir. Çocuklarla oldukça uyumlu olan Scottish Foldlar, köpeklerle de iyi anlaşır. 

Bu uysal, sevgi dolu kediler dünya çapında oldukça ünlüdür ve değerlidir. Scottish Fold üretme çiftlikleri, üreticileri vardır. Ancak kıvrık kulaklı, saf kan yavrular elde etmek amacıyla aile içi çiftleştirmeler yapılmaktadır. Yani kedinin öne yatık kulaklı ve tek renkli (baskın saf kan rengi gridir) olması için aile içinden bir Scottish Fold diğer bir Scottish Foldla ya da bir British Shorthairla çiftleştirilmektedir. Böylece sorunlu genler yavrulara da aktarılmakta, yavrular sağlıksız bir hayat sürmekte ya da henüz bir yaşına basmadan hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle aile içi çiftleştirmelerden kaçınılmalıdır. Ostredistropi - bacaklarda, kuyrukta, omurilikte ve benzer kemiklerde deformasyona neden olan genetik bir bozukluk - ve romatizma başta olmak üzere, iç organları da etkileyen hastalıklardan kaçınmak için Scottish Fold cinsi bir kedinin başka bir türle örneğin genetik olarak daha sağlıklı olan Tekir cinsi bir kediyle çiftleştirilmesi çok daha sağlıklı yavruların doğmasına neden olacaktır. 


19 Eylül 2016 Pazartesi

BEŞİZLER

Artık tatlı bebeklerimizi tanımanın zamanı geldi:

Karşınızdaaaaa Simba:




İşteeeeeeee Efe:




Veeeeee Venüs:














Şimdi karşınızdaaaaaa  Yosma:




Ve deeeeeeee Balkız:


Kediler Hakkında 50 İlginç Bilgi

1. Kediler ekşi tatları alırken, şekerli tatları alamazlar.

2. Kediler, ömürlerinin %70'ini uyuyarak geçirir.

3. Sağlam refleksleri sayesinde bir kedi, 32 katlık  bir binadan beton zemine düştüğünde bile yara almadan kurtulabilir.

4. Araştırmalara göre, kedi sahibi olmak felç ve kalp krizi riskini azaltmaktadır.

5. Yetişkin kediler yalnızca insanlarla iletişim kurmak için miyavlarlar.

6. Kore ve Japonya'da bir yandan kahvenizi yudumlarken, bir yandan da kedilerle oynayabileceğiniz "kedi kafeleri" vardır.

7. Araştırmalara göre, kediler sahiplerinin sesini rahatlıkla tanır; ancak oralı olmayabilirler.

8. Eski Mısırlılar, kedilerinin ölümü ardından kaşlarını kazır ve böyle yas tutarlardı. 

9. Temel inanışın aksine, Japonya'da kara kedilerin şans getirdiğine inanılır.

10. Kediler 100'ün üzerinde farklı ses çıkarabilirler.

11. İnsan için parmak izi neyse kediler için de burun izi öyledir. Yani her kedinin burnu kendine özgüdür.

12. Eski Mısır'da bir kedi öldürene ölüm cezası verilirdi. 

13. Kediler rüya görebilirler. Rüya görürken ürettikleri beyin dalgaları insanlarınkiyle aynıdır.

14. Kediler çikolata yemekten hastalanabilir; hatta ölebilir.

15. Bir kedinin DNA'sı %95.6'lık bir oranla bir kaplanınkiyle benzerdir.

16. Van kedisi dışındaki tüm kedi türleri sudan nefret eder.

17. Bir kedinin beyni, bir iPad'den 1000 kat daha fazla bilgi depolar.

18. Her yıl Asya'da yaklaşık 4 milyon kedi yenmektedir.

19. Kediler, boylarının 6 katı yüksekliğinde bir yere atlayabilirler.

20. Kedilerin alınlarında, dudaklarında, çenelerinde, kuyruklarında ve ön patilerinin altında koku bezleri vardır.

21. Kediler kulaklarını 180 derecelik bir açıyla oynatabilirler. Kulaklarını aynı anda farklı yönlere de çevirebilirler.

22. Dişi kediler genelde sağ patilerini, erkek kediler ise sol patilerini kullanma eğilimindedir.

23. Bir kedi, kakasını örtmeden kumunu terk ediyorsa, bu "sizden korkmuyorum" demektir.

24. Kedi sahibi olan erkekler aşk hayatında kedileri olmayan erkeklere göre daha başarılıdır.

25. Kedilerde laktoz intoleransı vardır, yani kedilere süt vermeyi bırakın!

26. Bir kedinin beyin yapısı bir insanınkiyle büyük benzerlik gösterir, ikisinde de duyguları üreten bölgeler aynıdır.

27. Kedi sahiplerinin üçte biri, kedilerinin zihinlerini okuduğuna gerçekten inanmaktadır.

28. Kediler mükemmel bir hafızaya sahiptir, çok uzun mesafeler katederek evlerine ulaşabilirler.

29. Kaliko olarak adlandırılan üç renkli kedilerin şans getirdiğine inanılır.

30. Yetişkin kedilerin 30, yavru kedilerin 26 dişi vardır. Altı aylıkken diş değiştirmeye başlarlar.

31. Kediler, yaknızca patilerinin altından terlerler.

32. Kedilerin sırt bölgesi oldukça esnektir, insanlar 34 omura sahipken; kediler 53 esnek omura sahiptir. 

33. Kedilerin çeneleri her yönde hareket etmez, bu nedenle büyük parçaları çiğneyemezler.

34. Yavru kedilerin yetişkinlere göre çok daha fazla uyumasının sebebi, büyüme hormonunun uyurken salgılanmasıdır.

35. Kediler genelde bir seferde 1-9 yavru doğururlar. 

36. Kediler iki oktava kadar insanların duyamadığı oldukça yüksek frekanslı sesleri duyabilirler. 

37. Kediler, yanaklarını belli yerlere sürterek kokularını bırakır, bu yer işaretledikleri anlamına gelir; yani oraları sahiplenirler.

38. Bugün dünya üzerinde 500 milyondan fazla evcil kedi vardır. Avustralya ise bir "kedi ülkesi" olarak anılabilir. İstatistiklere göre burada 10 kişiye 9 kedi düşmektedir.

39. Kedilerin gurlayarak iyileşme süreçlerini hızlandırdıkları düşünülmektedir.

40. İskoçya'da Towser adındaki kediye adanmış bir anıt bulunmaktadır. Bu dişi kedi hayatı boyunca yaklaşık 30000 fare yakalamıştır.

41. Kediler genellikle "görerek" değil, "yaparak" öğrenir. Köpeklere göre uzun süreli hafızaları daha fazla gelişmiştir.

42. Bir kedinin serebral korteksinde, yani beynin bilişsel bilginin işlenmesinden sorumlu olan kısmında, 300 milyon sinir hücresi bulunur. Bu sayı köpeklerde 160 milyon, insan da ise 21 milyardır.

43. Kediler, köpekler kadar sosyal hayvanlar değildir; köpeklere göre öğrenmeye daha kapalıdırlar. Ancak istediklerinde daha karmaşık problemleri çözebilirler.

44. Kediler loş ışıkta oldukça iyi görürler, görüş alanları da insana göre daha geniştir. Ancak bilim insanları renkleri insanların algıladığı gibi algılamadıklarını düşünüyor. Örneğin, kedilerin çimleri kırmızı gördüklerini düşünüyorlar.

45. Kedilerin vücudunun her santimetrekaresine 20.155 tüy düşer.

46. Kedilerin vücudunda 230 kemik vardır. Bu sayı insanda 206'dır. Köprücük kemikleri olmadığından kafalarının girebildiği her yere girebilirler. 

47. Kedilere verilmemesi gereken besinler: soğan, sarımsak, yeşil domates, çiğ patates, çikolata, yaş ve kuru üzümdür. 

48. Kedinin kalbi dakikada 110-140 kez atar. Bu da insanınkinin iki katıdır.

49. Kediler titreşimlere karşı oldukça hassastır. Yer sarsıntılarını insandan 10-15 dakika önce hissederler.

50. Bir kedi yılı, dört insan yılına eşittir. Yani 8 yaşındaki bir kedi, 32-35 yaşında bir insan gibidir, dolayısıyla yetişkindir. 

Yararlanılan kaynaklar:
www.factretriever.com/cat-facts
www.buzzfeed.com
www.factslides.com/s-cats

Calico Kediler

Merhaba, ben Zilli. Ben tam bir Calicoyum: 


Peki ne demek Calico? Calico kedi, en genel anlamıyla üç renkli kürkü olan kedidir. Yani Calico, bir kedi ırkını değil, kedinin kürkünün özelliklerini belirtir. Bu üç renk genel olarak, beyaz, sarı ve siyahtır (fotoğrafıma bakabilirsiniz). Çoğunlukla siyah ve sarı renkler, beyaz zemin üzerine dağılmıştır. Ancak nadir de olsa beyaz-gri-açık sarı (ya da bej) tüylerden oluşan calico kediler de vardır (bunlardan bir tanesi de benim güzel kızım).

Biz Calico kedilerin özelliklerine bakalım. Önce biraz bilimsel bilgi: Calico kediler büyük çoğunlukla dişidir, çünkü söz konusu kürk rengi X kromozomuyla bağlantılıdır. Dişi kedilerde iki adet X kromozomu bulunur. Erkeklerde ise X ve Y kromozomları bulunur; ancak Y kromozomunun renkle alakası yoktur, yani Y kromozomu renk geni taşımaz. Dolayısıyla erkek bir calicoya rastlama olasılığınız oldukça düşüktür. Peki böyle bir ihtimal var mı? Evet var, 3000'de 1 olasılık. Ancak maalesef taşıdıkları genetik özelliklerden dolayı erkek calicolar sağlıklı bir hayat süremez. Beyin hasarından organ yetmezliklerine kadar birçok sağlık sorunu yaşarlar.

Peki insanlar bizi nasıl görüyor? Birçok kültürde şans getirdiğimize inanılır. Şansın yanında, zenginlik getirdiğimize de inananlar var. Birleşik Devletler'de "para kedisi" olarak da anılırız. Hatta sizinle ilginç bir bilgi paylaşayım: Japon denizcilere genellikle seyahatlerinde bir calico kedi eşlik edermiş; çünkü calico kedilerin onları kötü şartlardan koruduğuna inanılırmış. Calico kedi, 2001 yılı Ekim ayından beri ABD'nin bir eyaleti olan Maryland'ın resmi kedisidir. http://www.catfactsforkids.com/calico-cat/.

Calico kedilerin çok uysal, samimi, sevgi dolu olduğuna yönelik genel bir inanış da vardır. Bu tanım gerçekten beni tarif ediyor; ancak tüm calicolar için aynısı geçerli mi, onu bilemem! Sonuç olarak her patimizde beş marifet. İyi ki Calicoyuz :) Bizler üçü bir arada kedileriz. 

 

ZİLLİ'YLE TANIŞIN (ZillithePrincess)


Merhaba, ben Zilli... Dünyanın en güzel kedisi olduğum söylenir. Huyum da çok güzelmiş, öyle diyorlar. Kendimi övmek istemem ama bir de çok temiz, titizmişim. Sizlerle uzun uzun sohbet edeceğiz. Ancak şimdilik kısaca tanıtayım kendimi. 

Ben bir sokak kedisiyim; dolayısıyla sokak kedisiydim. Artık değilim. Sıcacık yuvalarını benimle paylaşan sevgili ailem beni soğuktan, sokağın tüm tehditlerinden, açlıktan, susuzluktan kurtardı. Babam, yani bana yuvasını açan çiftin erkek olanı, arabasını park ederken ben küçük bir kutunun içindeydim ve çok açtım. Korkulu, tedirgin gözlerle etrafa bakıyordum. Kutuya sığınmıştım; ama çok üşüyordum. Aylardan Aralıktı ve bu kış çok zor geçeceğe benziyordu. Umudumu kaybetmemiştim ve yaşamak istiyordum. 

Adam, yani artık babam, arabasını park etti, onu görebiliyordum. Tabi o beni göremiyordu. Var gücümle bağırmaya başladım, ama çok zor çıkıyordu sesim. Bir anda babamın bulunduğum yere yöneldiğini hissettim. Oydu, evet evet yaşama tutunmamı sağlayacak adam belki de oydu. Cebinden bir şey çıkardı ve kutunun üzerine tuttu. Artık beni görebiliyordu. Göz göze geldik. Gözlerimi ayırmadım gözlerinden. O da şaşkınlıkla bakıyordu bana. Elini uzattı. Beni incitmek istemiyordu. Kaçmadım, ben cesur bir kediyim ve ondan bana bir zarar gelmeyeceğini de anlamıştım. 

Bana dokundu, önce başımı sevdi, sonra da sırtımı. Küçücüktüm ben o zamanlar zaten. "Ne güzel bir şeysin sen böyle, yılbaşı hediyesi misin yoksa?" Sonra kutumla birlikte beni kucakladı ve evimize götürdü. Kapıyı çaldı. Annem kapıyı açtı, yorgundum ve çok açtım. Annem beni görünce bir çığlık attı: 

"Nereden çıktı bu?"
"Garajda buldum, çok üşümüş, tir tir titriyor"
"Onu içeri alamayız.."
"Neden?"
"Lokumun durumu.. Bulaşıcı olabilir, bu kedicik de çok küçük daha.."
"Orda bırakamayız, kar yağıyor, yerler buz"

Annemle babamın arasında geçen bu konuşma beni hem umutlandırmış, hem de endişelendirmişti. Sonunda babam annemi ikna etmeyi başardı. Beni sıcak bir odaya götürdüler ve kapıyı kapattılar. Lokumla bir araya gelmemem gerekiyormuş, çünkü o çok hastaymış. 

Babam bana mama hazırladı, beni biberonla besledi. Bir aylık falan olduğumu düşünüyorlardı, onu ben de bilmiyorum. Kediyim ben yani. Annem, "belki annesi bırakmıştır, saklamıştır oraya, emzirmeye gelecektir" diyordu. Kedi annemden bahsediyordu. Tabi ben konuşamadığımdan onlara gerçeği anlatamıyordum. Beni tekrar o soğuk, sevimsiz yere bırakmalarını istemiyordum. Ama yaptılar. Sabaha kadar başımda durdular, beni sevdiler, okşadılar; fakat sabah beni yine o kötü yere kutumla birlikte bıraktılar. Bunu tam üç gün sürdürdüler. Her gün babamın gelip beni almasını bekliyor, "acaba beni unuttular mı? yoksa beni bıraktılar mı?" diye düşünüyordum. Babamı görür görmez miyavlamaya başlıyor, paytak paytak yürüyerek bacaklarına tırmanıyordum. Babam beni sıcacık eve getirdiğinde ise rahatlıyor, kendimi güvende hissediyordum. Üç günün sonunda annem ve babamın arasında şu konuşma geçti:

"Annesi gelip almadı, belki de biri bıraktı onu oraya"
"Bilmiyorum ama onu sahiplenemeyiz, evde hasta bir kedimiz var"
"Onu dışarı atamayız, hava soğuk, sokaklar tehlikeli..."
"O zaman onu sahiplenecek birilerini bulalım"

Ancak babam beni kimselere vermek istemiyordu. Aslında annem oydu benim. Beni biberonla besliyor, kucağında uyutuyordu. Annem de evin diğer tarafında Lokum'la ilgileniyordu. Eve geldikten sonra altı gün boyunca kaka yapmadım, Babam başımda bekledi hep. Öleceğim sandı, ağladı, gözyaşları düştü üstüme, ıslattı tüylerimi... Bana sarıldı sımsıcacık, sıkıca... "Gitme" dedi "Ne olur gitme", sen de bırakma bizi". Ama yapabileceğim bir şey yoktu, fena halde kabızdım ve hareket edemiyorum, taş gibi olmuştum. Sonunda yaptım kakamı, öyle rahatlamıştım ki... Babam başımda uyuyordu, kumuma kakamı yaptıktan sonra yanına gidip uyandırdım onu. Kakamı görünce hemen anneme haber verdi. İki insanın kaka gördüğünde sevindiğini, hem de çok sevindiğini hiç görmemişsinizdir. Ben gördüm... O iki insan, belki de o an hayatlarının en mutlu anını yaşadı...

Veeee. Aileye dahil olmuştum. Soğuk, karlı ve kasvetli bir gece, bir yılbaşı gecesi bu yeni evli çiftin küçük ve sımsıcak yuvasının bir ferdi olmuştum. Çok mutluydum, mutluyduk... Şimdi özetle kendimi tanıtayım sizlere. Çok duygusal olduğumu zaten anlamışsınızdır, onun dışında:

Adım: ZİLLİ

Doğum tarihim: Bilinmiyor

Cinsim: Aslanlar gibi sokak kedisiyim.

En sevdiğim yemek: Yemek seçmem

En sevdiğim şey: Oyun oynamak

Kilom: 2.5 kg (formuma dikkat ediyorum, hımbıl Lokum'a benzemem)

En sevdiklerim: Babam, annem, anneannem, dedem, hayat, yaşamak

Nefret ettiklerim: Yok

En mutlu olduğum an: Hep mutluyum.

Hobilerim: Babamla kavga etmek, oyun oynamak, kuş gözlemek, böcek, kelebek, sinek yakalamak, koşturmak, koltuk tırmalamak...

Görüşmek üzere...





LOKUM'LA TANIŞIN (LokumtheFather)



Merhaba ben Lokum, bir buçuk yaşında erkek bir kediyim. Böyle tombik tombik durduğuma bakmayın. Büyük hastalıklar atlattım, ölümden döndüm. Öykümü uzun uzun anlatacağım sizlere. Şimdilerde iyiyim; hatta o kadar iyiyim ki iki ay önce baba bile oldum. Şimdi üç kızım, iki de oğlum var. Oğullarımdan biri aynı ben... Benim gibi koca kafalı, şişko ve obur. 

Bir de hayatımın aşkı var tabi. O size tanıtacaktır kendini. Her zaman çok iyi anlaştığımız söylenemez kendisiyle; ama ne zaman yanımdan yöremden uzaklaşsa onu arar gözlerim. Sağlığıma kavuşmamı biraz da ona borçluyum. Dedim ya bu konuya daha sonra döneceğim. Ama aşkımdan bahsetmişken birlikte çekildiğimiz bir fotoğrafı da sizlerle paylaşmak isterim: 



Elbette özelliklerimi de merak edeceksiniz. Genel olarak rahat, tasasız bir kediyimdir, cool yani... Öyle laubali hareketlerden, fazla okşanmaktan, sevilmekten hoşlanmam. Tüm bunları sadece annem yapabilir bana. Yanaklarımı sıkabilir, göbeğimi kaşıyabilir, kulaklarımdan ısırabilir ya da burnumdan öpebilir. Farklı pozisyonlarda uyumayı severim, sırt üstü, yüz üstü, normal kedi pozisyonu, oturarak, kafamı masadan sarkıtarak... Farklı mekanlarda uyumayı da severim. Ancak ilk fotoğrafta gördüğünüz benim favori mekanım. Orası benim köşkümdür ve kimselerle paylaşamam. 

Günümün genelini uyuyarak ve yemek yiyerek geçiririm. Evet obur bir kedi olduğum doğru, o nedenle babam bana diyet uyguluyor. Büyük hastalıklar geçirdiğimden zaten üzerime titriyorlar. Beni şımartıyorlar sürekli, ben de şımarmaya müsaitim zaten. Ne yapayım onlar istiyor. Mesela çok nadir de olsa kumumu bırakıp banyonun önündeki küçük halıya kakamı yapıyorum; ya da çalışma odasına çişimi yapıyorum. Annem ve babam hiç kızmıyor. "Acaba canı bir şeye mi sıkıldı?" diye birbirlerine soruyorlar. Aslında gayet mutluyum. Daha çok ilgi çekmek istiyorum, ne var bunda? Kediyim ben, kedi! 

Neyse bu günlük bu kadar yeter, çünkü karnım acıktı. Aşağıda özet bilgilerim var, onları da okuyun bir zahmet:

Adım: LOKUM

Doğum tarihim: 17 Mart 2015 (Kutlamanızı beklerim)

Cinsim: Karışık bir şeyler, çoğunlukla Scottish Fold

En sevdiğim yemek: Somon

En sevdiğim şey: Uyumak

Kilom: 6

En sevdiklerim: Annem, babam, anneannem

Nefret ettiklerim: Yabancılar, karanlık ortam, kapalı kapılar, babaannem (zaten bir kere gördüm, sesi bile beni delirtmeye yetti!!!)

En mutlu olduğum an: Büyük tuvaletimi yaptıktan sonra (bütün evi mutlulukla turluyorum)

Hobilerim: Pencereden dışarıyı seyretmek, yemek yemek (çerez olarak, hobi olduğu için), annem ve babam temizlik yaparken onları seyretmek, temiz çarşafların üstünde uyumak, yeni yerler keşfetmek. 

Görüşmek üzere...




Tanım

Bu blog bir kedi ailesinin hikayesini anlatır.. Bu kedi ailesi bir baba kedi, bir anne kedi ve beş yavrudan oluşur. Yavrulardan üçü kız; ikisi erkektir. Kedi ailemizin güncel profili şu şekildedir:

Baba kedi LOKUM: 1.5 yaşında
Anne kedi ZİLLİ: 1 yaşında
VE BEŞİZLER (Simba, Efe, Venüs, Yosma ve Balkız): 2 aylık